|
Almanya'nın genç iş gücüne ihtiyacı olduğu için Türkleri çağırmasının üzerinden yarım yüzyıl geçti. İstatistiklere göre bu süre içerisinde Almanya'ya giden değil de geri dönen insan sayısı daha fazla. Almanların genel görüşü şöyle: Türkler hiç bir zaman Almanya'yı isteyerek terk etmedi. Bu insanları, burada, Almanya'da çok çalışıp kendilerine kurdukları hayatı bırakıp sadece ailelerinin memleketi olan ülkeye, belirsiz bir geleceğe gitmeye teşvik eden şey ne?
Bir film, kalbi iki ülke için de atan insanlar hakkında, iki ülke arasında bölünmüş olma hissiyatı hakkında, Alman değerleri, Türk samimiyeti hakkında ve bu iki ülkeden gelen kültürel değerlere sahip olabilme şansı hakkında.
|
|
|
|
Münevver | 27 yıl Münih'te yasadı
Henüz 20 yaşındayken, genç ilkokul öğretmeni Münevver bundan sonraki hayatını etkileyecek zor bir karar verir. Öğrencilerine komunizm, Marx ve Engels'den bahseder, iktidar karşıtı eylem olarak kabul edilen bu davranışından dolayı tutuklanmak üzere iken tek çaresi ülkeyi terk etmektir. Bu şekilde Almanya'ya gider ve orada bir inşaat mühendisi ile evlenir. Nihayetinde yıllarca aile terapisti olarak çalışır. 15 yıl önce bir dönüm noktası yaşar: Mesleğini bırakır ve İzmir'in şirince ilçesinde bir pansiyon işletmeye başlar. Vatanı onu geri çağırmıştır.
|
|
|
|
Ruhan | 27 yıl Ingolstadt'ta yasadı
Kendisini yaramaz olarak tanımlayan Ruhan, daha çocukken ailesiyle birlikte ıngolstadt'a taşındı. İlk zamanlarında makina tesviyecisi olarak çalıştı, ardından sigortacı olarak kariyerine devam ettiği bu Bavyera şehri onun memleketi kabul edilir. Ailesi, merakı ve aldığı kazançlı iş teklifi Ruhan'ı 1990'ların ortasinda ailesinin de bulunduğu anavatanına geri çekti. Vatanına kesin dönüşünün ardından bir hayalini gerçekleştirdi; siyah ekmek, vişneli turta, Linzer Plätzchen gibi ürünleri kendisi üretip satışını yaparak Almanya'da alıştığı yaşam tarzını kısmen de olsa İzmir'e taşımak istedi. Yine de ondan bir parça taşıyan dükkanında, unutmamaya çalıştığı Almanya' yı sürekli düşünmekten vazgeçemedi.
|
|
|
|
Emine | 40 yıl Baden-Baden'de yasadı
Yugoslavya'da büyümüş olan Emine, birkaç yıl sonra ailesiyle beraber Türkiye'ye göç ediyor. Almanya'da Baden Baden'de büyük bir mutfakta çalışıyor, kendisine çabucak bir aile kuruyor ve mütevazi bir refah seviyesi oluşturuyor. Kendisini Almanya'da o kadar iyi hissetmesine rağmen, uzun zaman önce aldığı bir kararla, emekli olunca 40 yıl sonra tekrar Türkiye'ye yerleşiyor.
|
|
|
|
Derya | 32 yıl Berlin'de yasadı
Berlin'de büyüyen ve okuyan 32 yaşındaki Derya Türkiye'yi yalnızca tatillerden biliyor. "Konuk isçi"lerin ikinci jenerasyonuna dahil olan Derya kendisine ailesinin memleketinde yaşamak nasıl olur diye soruyor. çifte vatandaş olarak yaşamak istediği ülkeyi seçme lüksüne sahip. Dört hafta önce ızmir'e göç eden isletmeci Derya kendise "bir deneyeyim" dedi. Ayni zamanda Türkiye'deki is piyasasında şansını denemek istiyor. Yine de bu adımı Almanya'dan kesin bir veda olarak görmüyor.
|
|
|
|
Necip | 13 yıl Düsseldorf'ta yasadı
Otuz yıldan beri Necip Ecer ve ailesi kücük bir tatil beldesi olan Güzelcamlı'da yaşıyorlar. Alman annesi ve türk babasi Türkiye'de yeni bir sayfa açmak için, Ruhr Havzası'ndan ayrılmaya karar verdiler. Bugün Necep küçük bir pansiyon işletiyor. Bir çiftliğe benzeyen bu sevimli pansiyon; sebze, meyve ve yeşilliklerle çevrelenmiş durumda. Pansiyon sırt çantalarıyla gezen yabancı turistlere konaklama imkânı sağlıyor. Doğa aşığı , etkili ve güzel bir konuşma üslubuna sahip olan Necip Bey'in pansiyonu; köyündeki Alman emekliler için bir buluşma noktası oldu. Fakat şimdiye dek Almanya'ya geri dönmeyi hiç düşünmedi.
|
|